martes, 16 de diciembre de 2008

Por qué Muere africa?


Por qué África Muere?
Aksam olmus, en duyarli olanlarimiz ,aksam yemeginden sonra oturmus televizyonun karsisina haberleri dinliyor.Haber programininda bir primetime mevcut -izleyicilerinin en cok ilgisini ceken zaman araligi-,bunlar, yurt ici haberler ve spor haberleri.Birde seyahate cikcacaksak belki hava durumu.
Bizi yakindan ilgilendiren yerel haberler genelde, siyasetcilerimizin beyanatlari, partisel agiz dalaslari, yollardaki trafik kazalari, afetler,ekonominin gidisi yada insanlarimizin primitif cinayetleri..
Kisacasi genelde bizi ilgilendiren kisim, yurdumuzdan insan manzaralari . Daha sonrada spor haberleri tabii.
Yurt haberleri ile spor haberleri arasinda, kisa zaman araliginda, yayin yonetmenleri dunyadan, onemli gordukleri gelismeleri ardi ardina sikistirmaktadir. Bu dilimde, USA ve Avrupa haricinde, eger dunyanin herhangi bir cografyasinda bir savas patlamadi ise, genelde dogal afetler ve getirdigi olumler konusulur. Yorumsuz , ama carpici video yada resimlerle olayin onemi vurgulanir.Bu kisa alanda bir cok kez , Afrika insanlarinin drami ile ilgili haberler yer almistir.
Aclikdan bir deri, bir kemik kalmis siyah derili, buyuk beyaz huzunlu gozbebekleri cevresine konan sineklerin varligindan etkilenmeyn, yada kovacak haceti kalmamis ,kisa kivircik saclari ve burnundan akan sumugu ile ,sismis karinlari uzerinde yerde,toprakda yatan cocuk manzaralarini cokca gormusuzdur.

Yada annesinin sarkmis, kurumus toprak misali catlak memesini, agizinda emzik misali cekistiren bebek manzaralarini, kafamizda ozdestirmisizdir.
Yada,alt yapisi olmayan varoslarin, atik sularinin olusturdugu camur siyahi golcuk ve sarimsi derelerinde gezinen cocuklarin , bu golcuklerin kiyisinda, camasir yada kap kacagini, yaninda getirdikleri kovalarin icindeki daha az siyah sularinda temizleyen, sari,siyah, kirmizi renkli viktoriana elbiselerinin sirtlarina, grimsi carsaflarla baglamis olduklari bebekleri ile bandanali siyahi kadinlarin, mahalle aralari manzaralari, kafamizdaki África manzaralaridir.
Bu manzaralar, bizim icin tablo gibidir. Tabloya bakar gibi bakariz cogu zaman bu insan manzaralarina, dusunmeden ve yuzeysel olarak.Sadece tuvalin uzerindeki statik, cansiz renk karisimi gibi algilariz. Sanat komiserleri, sadece firca darbelerine bakmakla kalmaz, resmedilenin anlamini, tarihsel, sosyal nedenlerini iliskilendirmeye calisir.Verilen mesaji anlamaya da calisir. Resmi ortaya cikaran sartlari ve sunumunu anladiktan sonra, o tablonun duygularini gorur.Tablonun mutlulugu mu, huznu mu cizdigini gorur. N.Hikmet’in, Abidin Dino’ya mutlulugun resmini cizebilirmesin diye sormasina, A.Dino evet demis olmali.A.Dino, mutlulugun resmini cizebilir diye dusunuyorum.O mutluluk, Abidin Dino mutlulugunun resmidir.O mutlulugu gormek icin, tabloya A.Dino gibi bakmak gerekmektedir.
Basinda gordugumuz kara derili afrikali manzaralari, benim icin huzunun resmedildigi tablolaridir.Afrika ile ilgili her gordugum resim huzunun resmidir.Isterse, diktatorlerin, satafatli, madalyalarla donatilmis askeri elbiseler icerisindeki siritan resimleri olsa bile. Diktatorler, afrikanin huzunlu hikayesidir.
Afrika ile ilgili haberleri okudukca, bu cografyanin tarihi ile ilgili bilgilere ulasdikca huzunden baska bir sey bulamiyorum.
Sefaletden kacan afrikalilarin, kayiklarla atlantik’i gecmeye calisip,Ispanya’ya, Avrupaya ulasma cabalarini gordukce huzunleniyorum.Senede en az 5000 afrikalinin, avrupaya gecmeye calisirken, okyanus sularinda bogulduklarini duydukca, huzunleniyorum.
Bir o kadarinin , saharayi gecerken yigildigini dusundukce huzunleniyorum.
Ya bu kayiklardan sag salim ulasanlarin, ya koyumuzde olecekdik yada okyanus sularinda demesi caresizligin, huzunun resmi degilmi?



Son zamanlarda sikca dinledigim , huzunlu baskça bir sarkinin sozleri gibi:

Ai, oro irriño bat balitz azkenean
eta uhinek bezela
Ispazterra ferekatuz, bukatu hiltzaen.
Asagi yukari tercumesi su sekilde:

Umarim, sonucda yuzlerde kalan nostaljik bir gulemseme olur,
Oluruz dalgalar gibi, kiyilari oksayarakdan.
Kolera, difteri,AIDS gibi hastaliklarin saldirdiklari afrikali insanlar neyin resmi sizce.
Afrikali insanlar , susuzluga, acliga, salgin hastaliklara ama en cokda batili dedigimiz insanlarin para hirsina karsi,onlarin somuru anlayisina karsi savasmak zorunda.
Bu haberleri kaniksamis gibi, duyarsiz dinliyoruz.
Afrikadaki dramin, insanligin bir drami oldugunu, bunda emperyalist devletlerin, yada cok uluslu firmalarin sucunun bulundugunun ayirdina varmiyoruz. Afrika’daki olumleri, savaslari afrikali siyah diktatorlerin sucu oldugunu, “kabilelerinin”(halkin) ve siyah yoneticilerinin basiretsizligine baglama kolayciligina ve yuzeyselligine kaciyoruz.
Ilgisizligimiz ve yuzeyselligimiz, aslinda cahilligimizin ve bilincsizligimizin getirileridir. Cunku, bugun afrikadaki diktatorlerin , batili-dogulu emperyalist guclerce yaratildigini veya desteklendigini bilmiyoruz. 200/300 yil once somuruye dayanan kolonilestirmeleri , ve bunun insan katliamlarini da tartismaya acmiyorum.
Afrika dramlarla dolu.
En yakin tarihlerde hatirladigimiz kanli dram,1994 senesinde Ruanda’daki Hutsi ve Tutsi gruplari arasinda yasanan katliamlardir.Her iki tarafdan,toplamda milyonlari bulan kisi olduruldu. Binlerce insan yurdunu terk etmek zorunda kaldi, binlerce cocuk ve kadinin irzina gecildi.
Bunu iki etnik grup arasindaki kirim olarak gorursek, yanlis degil ancak eksik olarak degerlendirmis oluruz.

Peki ben size , bu savasin Fransa ile USA arasindaki, deklere edilmemis bir savasin yansimasi oldugunu soylesem cok sasirirmisiniz. Bi isin azmettiricileri yada gozyumanlari Fransa ve USA olmustur desem, tepkinizde farklilik olurmu.
USA ,Uganda ve Tutsilerin hukumeti Ruanda’yi desteklemistir.Afrikada kabile sisteminde taraflardan birine direk silah yardimi yada silah almayi saglayacak yardimi yaparsaniz bu grubun karsit grublar ustunde hakimiyet kurmasini kolayca saglayabilirsiniz. Ayni zamanda, desteklediginiz gruplara siyasi ve askeri egitim verirseniz, o ulkede kendinize sadik, kanli bir diktatoru isbasina getirmeniz hicde zor olmayacaktir.
Eger sizin bolgedeki zenginlikler uzerinde ayricalik sahibi olmanizi, bu zenginligi kontrol etmenizden stratejik ekonomik ve siyasi cikarlarinin zarar gorecegini dusunen bir baska devlet yada guc varsa, o devlet yada guc, sizin desteklediginiz gruplara karsit pozisyonda olan (genelde etnik grup)gruplari desteklemek uzere harekete gececektir.

Demokratik devlet tecrubesinin yasanmadigi, devlet otoritesinin olmadigi bu fakir gelirli ulkelerde, kendinize diktatorler yaratmaniz cocuk oyuncagidir.
Sonrada, Afrikali diktatorlerinizi birbiri ile, horoz dovusu misali, kirdirirsiniz.
Ayni Ruanda ic savasinda, USA ve Fransa’nin yaptigi gibi.Daha sonra, 1997-2003 yillari arasinda, Kongo Demokratik Cumhuriyetinde oldugu gibi, Fransizlarin Hutsi’lerine karsi, USA’nin Tutsi’leri tutmasi gibi. Tam yedi ulkenin katildigi, Dogu Kongo’daki savasda 4 milyona yakin siyah afrikali olmustur.Ikinci dunya savasindan sonra yasanan en kanli savas.

Son gunlerde Demokratik Kongo Cumhuriyetinin, madenler acisindan zengin bolgesi Kivu’da , general Nkunda araciligi ile bir baskaldiri hareketi yasandi.General Nkunda, Tutsi olup, Kongo-Kinshasa ordusunun bir generalidir.Gecdigimiz ekim ayinda, kendisine bagli askerlerle,Kongo’nun dogusundaki bolgenin onemli sehiri Goma’yi elegecirmek icin harekat duzenledi. Nkunda, Ruanda tutsi yonetiminin,Baskan Kagame’nin, Kongo’daki uzantisidir. Nkunda baskaldirisini , bolgedeki azinlik Tutsilerin korunmasi adina yaptigini aciklamaktadir.Aslinda , planlanan ,maden acisindan cok zengin olan bolgenin, Kabala’nin Kongo’sundan ayirmaktir.Yada Joseph Kabala’yi, sartlarini kabul ettirmek adina masaya oturtmaktir.

Cunku Kabala, son zamanlarda Cin ile yaptigi stratejik anlasmalarla USA yonetimini kizdirmistir.Kongo-Ruanda sinirinda, dunya Koltan yataklarinin, yaklasik yuzde sekseni bulunmaktadir. Teknolojide kullanimi her gecen gun artan bu maden’in kilosu 700 USD bulmustur.Bunun disinda , bolge Cobalt acisindan cok zengindir.Dunya elmas rezervlerinin de ucde birine sahip oldugu dusunuluyor.
Kongo-Kinshasa, ozellikle kobalt’a teknolojisi ve teknolijik mamul uretimi icin gereksinim duyan Cin ile , ulkede yol, hastahane,okul yapimlari ve madenlerin isletilmesinde belli imtiyazlar taniyan, 9 milyar dolarlik bir ortaklik anlasmasi yapmistir. Buna gore, Cin, zengin Kivu bolgesinin koltan ve bakir madenlerinin isletmesini almistir.Bunun karsiliginda, 6 milyarlik, iki hidroelektrik baraj, yol ,hastahane,okul,guney afrikaya ve atlantik limani Matadi’ye uzanan demiryolu yapimini ustlenecektir.

Bu, USA ve UK’de huzursuzluk yaratmistir.USA’nin gudumunde olan Ruanda hukumeti, istihbarat elemani General Nkunda eli ile Kivu bolgesinde,askeri baskaldiri ile dengeyi kendi lehine cevirmeye calismaktadir.
Bu cekismenin sonucu, haberlerimize yansiyan, binlerce olu,evinden uzaklastirilmis binlerce gocmen, cocuk askerler, irzina gecilmis binlerce kadin ve kiz cocugu.
Bunun suclulari sadece siyah efendiler degil, beyaz efendilerdirde.Eger beyazlar isterse, bu dramlarin onune gecilir.Batili basinin ve devlet idarecilerinin buyuk bir kismi, bu kirli savaslari kendi halkindan dahi gizlemektedir.Bu haberlerin yerine, spor yada sosyete haberleri bombalanmaktadir.
Prime time’da bu konulari bilen uzman gorusleri yada haberler, tabudur.Bu duzenin ekmegini yiyenlerin isine hic gelmemektedir.
Devletler kendi kamuoyunun vijdanini rahatlatmak ve goz boyamak adina insani yardimlar duzunlemekte , ancak bunlar hicbir zaman ulkede asil sorunun halledilmesini saglamamaktadir.Bu ulkelerin diktatorleri, kisisel cikar iliskisi kurdugu ,hizmetindeki batili/dogulu siyasi-ekonomik guclerin desteginde, kolaylikla kendi halkina baski ve olum politikalari uygulayabilmektedir.
Cozum sadece, siyahi diktatorlerin baskiya alinmasi degil, bunlara destek olan batili egemen guclerin ortaya cikarilmasi ve desteklerini cekmesi adina baski altina alinmasidir.Cunku, o ulkenin insanlarini kitap ve kalemle bilinclendirme savasi , anti-demokratik silahlarla aninda bastirilacaktir.Bu acmazda, ulke icinden baslatilacak karsi koyma mucadelesinin basari sansi cok dusuktur. Bu bolgedeki ulkelerin okur-yazar olmama oranlari, erkeklerde yuzde 30 , kadinlarda yuzde 50ler civarindadir.12-17 yas arasi okulluluk orani sadece yuzde 40, ortalama yasam suresi 40 yas civaridir.Cocuk olumleri ise yuzde 10’u bulmaktadir.
Kongo’da cocuklarin neredeyse yarisi okula gitmemektedir, 12 bebekten biri 1 yasina gelmeden olmektedir.Madenlerde , madenlerde cogunlukla cocuklar calistirilmaktadir
Senede yayinlanan kitaplar, bu ulkelerde iki elin parmaklarini gecmemekte.
Afrika’da zengin madenlere yada petrol yataklarina sahip olmak, sansli olmaktan cok sanssizlik sayilmalidir. Madenler, ulkenin yoksullugunu yenmesi ,gelismesi icin dogal bir nimet sayilmasi gerekirken, ulkelere sans yerine bitmez tukenmez savaslar getirmistir.

Yaklasik dort yuzyil once, Avrupali beyaz tuccarlar kitanin guney bilinmezliklerini kesfedip ,zenginliklerini farketmesiyle ,kitanin siyah insanlarinin drami da baslamis oldu.Avrupalilar, kolayca bu topraklari aralarinda ulesip, koloniler yaratmaya basladilar.Afrika insanini, insan sinifina dahi sokmadan hayvan muamelesini uygun gorduler.Verimli topraklarinda , kole edilip, kahve tarlalarinda ve her turlu hizmetlerde bedava calistirildilar.

Bir cok afrikalinin olumune elde edilen kahveler, avrupa sehirlerindeki kafelerde modernlik ve altruizm uzerine yapilan derin tartismalarinda, salon entellektuellerince icildiler.
Avrupali devletler ve firmalar daha da zenginlesti.Bunun icin milyonlarca kara derilinin katledilmesi gerekse bile. Bu afrikali yerliler, dunyanin yeni kesfedilen kolonilerine esir olarak tasindilar, esir olarak satildilar, esir olarak olduler.
Bugun bati, bu insanlara karsi sorumludur. Yuzyillarin somurusunu,geri odemek zorunluluklari vardir.Tazminatini odemek,moral ve medeni zorunluluktur.Bir gun gelecek, Afrikalilarin torunlari somurunun ve katliamlarin hesabini soracaktir.Bunu bilen Bati, o gunun gelmesini elinden geldigince geciktirmeye calimktadir.En azindan maden ve petrol zenginlikleri tamamen somuruldukten ve bir kenara atilincaya kadar.

Zaire, Belcika Imparatorunun Afrika’daki kolonisi olmustur.Bolgenin zenginligi, Leopoldo 2 ‘yi 1884 senesinde bu topraklara getirmistir. Leopoldo 2 icin,Zaire sadece bir kolonidir.Bu topraklardaki altín, agac ve kahve’yi alip goturmek uzere gelinmistir. Birde ekzotik urunleri tuketmek isteyen oligarsisinin, tuketim kaprislerini tatmin icin. Maceraperest aristokratlari, Zaire’ye afrikali insan ve hayvanlari oldurme safarileri icinde gitmistir.

Zaire 1960’da bagimsizligina kavusdugunda, nufusu 16milyondur ve tum ulkede 20 universite mezunu vardir. Bagimsizligini ilan ettikten sonraki bes yil boyunca, ulke kaos icinde bocalamistir.Ve sonunda, Belcika ve USAnin destekledigi,Mobutu Sese Seko, askeri darbe ile idareyi ele almistir. Mobutu Sese Seko, ulkenin zenginliginden 1997 senesine kadar,Laurent Kabila tarafindan ulkeden kovuluncaya kadar, cikar saglamis, zenginlesmistir.

Bu 32 yil boyunca, statusunu korumak icin her turlu onlemi almis, buyuk zenginlikler elde etmistir. Mobutu’nun kovulmasindan sonra , cikarlari sekteye ugrayanlarin giristigi yedi yili bulan ic savas, son zamanlarin en buyuk insanlik drami olmustur.Bu cikar savasina komsu ulkelerden olmak uzere yedi ulke karismistir.Bu cikar savasinin olum bilancosu, ikinci dunya savasindan sonra gorulen en buyuk rakam olan 4 milyonu bulmustur. Laurent Kabila’nin, Ruanda baglantili suikast ile oldurulmesinden sonra, yapilan ilk demokratik secimleri, Laurent Kabila’nin oglu, su anki baskan Joseph Kabila kazanmistir.

Joseph Kabila, tarihi gerceklerden hareketle, ukenin yonunu USA disinda aramis ve Cin ile cok zengin Kivu bolgesinin madenlerini cikarilmasini, okul ve yollar yapilmasi karsiliginda Cin hukumetine vermistir.
Bunun karsiliginda, USA destekli Ruanda Tutsi yonetimi, General N’kunda’ya bolgede harekete gecirmis, bu yolla Kabila’ya baski uygulamak stratejisini uygulamistir.
General N’Kunda , BM’nin 2003 senesinden itibaren, Kongo-kinshasa’da saglamaya calistigi barisi bozmakla tehdid etmekdedir.N’Kunda, egitimli ve silahlandirilmis askeri gucu ile, Kongo ve BM askerlerine ragmen, bolgenin onemli sehiri Goma’ya 10km kadar ilerlemistir.Isyanci general N’Kunda , Kongo baskani Kabila’yi masaya oturmaya zorlamaktadir.Cin ile yapilan anlasmalarin iptalini, Kabila’dan istemektedir.
Garip olan, Ispanya’daki televizyonlarda , isyanci bir generalle roportaj yapilmasinin tum zorluguna ragmen, bu gerceklestirilmis, bati kamuoyuna N’Kunda’nin savunmasi , iletilirken, secilmis baskan olan Kongo baskani ile, baskentte gorusme yapilma kolayligina ragmen,roportaj yapimamis yada gosterilmek istenmemistir.Bu manidardir.
Sadece bu haberlerle yetinme durumunda isek, general N’Kunda’nin yorumlarina hak verip, carpitilmis aciklamalari ile kendisini mazlum taraf zannedebiliriz.Isin aslini sesi bastirilmaya calisilan basindan ogrenme duyarliligimiz varsa, o baska.
Sonucda, madenlerde calistirilan cocuklarin dramlarini, N’kunda nin askerlerince topluca irzina gecilen cocuklarin ve kadinlarin dramlarini , cikar savasinda bogazlanan masum insanlarin olumlerini, hic ogrenmeden, noel yada yilbasi icin ne hediye alacagimizi nerede tatilimizi gecirecegimiz duyarsizligina itiliyoruz.
Kara afrikanin hemen hemen tum bolgelerinde ayni resim mevcut.Hangi ulkeye el atsaniz ,ayni senaryo, ayni resimle karsilasiyorsunuz.
Cin , gunde 2,6 milyon barril ham petrol ithal etmekde, bunun ucte birini afrikadan getirmekte.Angola, Sudan, Congo(Brazzaville).Birileri Cin’i gelecekteki rakibi gordugunden, onunu tikamaya calismakta.Bu mucadelenin faturasi da kara derili afrikalilara cikarilmakta.
Bizi yonetenlerin umursamazligi yada isbirligi sonucunda olen , yeni yili goremeyecek cocuklarin, vijdani rahatsizligini icimizde hissetmeden, insanlik icin dua ediyor yada bize yonetenlere guven oyu veriyoruz.
Maalesef bunlar, tuketmeye alistirilmis, sorgulamayan, apolitiklestirilmeye calistirilan kitlelerin yasam bicimidir.Hepimiz degisik afyonlarla uyusturulmus vaziyetteyiz.
Yapilmasi gereken, bilinclenmek ve organize olmaktir. Resimlerdeki huzunu anlamaya calismakla baslamak zorundayiz.Bunlari goren , sivil toplum orgutlerini yada siyasi partileri dinlemek ve desteklemekle baslayabiliriz.
Bu hicde kolay olmayacak, ancak Cin atasozunun soyledigi gibi, tum uzun yolculuklar, basit bir adim ile baslamaktadir.
Yada Seyh Sadi’nin soyledigi gibi:
“Kus bakisi bakmak guzeldir, velhasil kus gibi bakmamak sarti ile”.
Selamlar,
Ergun Citlak

No hay comentarios:

Publicar un comentario