domingo, 14 de diciembre de 2008

Uluslararasi Insan Haklari Beyannamesi.60 yildonumu

Herkesin Kurban Bayramini kutlar,sevdikleri ile huzur icinde gecirmelerini dilerim. Uluslararasi Insan Haklari Beyannamesinin kabulunun 60inci yildonumunu yasiyoruz (10Aralik 1948). Genelde onemli tarihi vakalarda kutlama sozunu cumlenin sonuna ekleme aliskanligimiz vardir.Insan haklari Beyannamesinin 60inci yilini kutluyoruz gibi yanilgiya dusmemek gerekir. Cunku ortada kutlanacak bir durum yok.
Insanoglunun son 60 yillik karnesi pek iç acici degil. Su an , bilgyasarlarinizin karsisinda bu yazdiklarimi okurken, dunyada 0-5 yas arasi bir bebek , gida yetersizliginden olmekte. Evet maalesef her gecen saat icerisinde bir bebek olmekte. Her gecen 20 dakika ,dunyada 80 cocuk temiz icme suyunun eksikliginden yada hijyen eksikliginden olmekte. Her gun yaklasik 9500 kisi , kirli sularin sebep oldugu kolera ve benzeri gibi hastaliklardan olmekte. 2007 senesinde dunyada 963.000.000 insan aclikla karsi karsiya kaldi. Dunyanin gelismis ulkelerindeki yoneticilerin karneleri sifirla dolarken, aclikla karsikarsiya kalan insanoglunun sayilarinida sifirlar eklenmekte.
Istatistikler cok carpici, her sene sonunda yilbasi kutlamalari yapilirken, sadece Asya ve Afrika’da icme sularinin sebep oldugu olumlerin sayisi 3,500,000 civarinda olmaktadir. Dunyada 1.000.000.000 dan fazla insanoglu icilebilir su’dan yoksun. Afrika’da bir cok insan , bir metreyi bulan kazilmis cukurlardaki bulanik, camursu sulari icmekde.Yada kilometrelerce , basinda 30kiloyu bulan testileri tasiyarak hayatini idame ettirmektedir.
Icilebilir su kaynaklarinin kitliginin yaninda, Homo Sapiens’in sayisi her gecen gun artmakda.Su an 6.200.000.000 kisiyiz , 2050 yilinda 9.000.000.000 olacagimiz tahmin edilmekte. Artan nufusa paralel olarak olumlerde de artma yasanacagi ortada. Icme suyu sorunu sadece az gelismis ulkeleri etkilememekte. Bir cok sanayilismis ulkede, endustriyel uretim icme sularinin kirliligine sebep olmakta.Ornegin USA ,icme sularindaki kirliligin onlenmesi icin her sene 1,5 milyar dólar yatirimyapmak zorunda. Icme suyu, dunya toplam sularinin sadece yuzde 2,5 dur.Bu icme suyunun yuzde 70 tarimda kullanilmaktadir. Icme sularindaki kitligin, dunya tarimini , bunun sonucunda ortaya cikacak susuzluk ve aclik olumlerini nasil etkileyecegini gormemiz icin cok dusunmeye gerek yok. www.princeton.edu/~ina/infographics/water.html
Buna icme suyu kaynaklarina sahip olabilmek icin yapilacak savaslarin sonuclarinida eklemek gerekir.Su savaslari , onumuzdeki 20 yilin gercekleri arasindadir. Daha once bu gruba gonderdigim mesajda da belirttigim gibi , Yakindogu’da su kaynakli sorunlar yasanacakdir.Firat-Dicle, Urdun ve Nil nehirlerinin paylasimi onumuzdeki yillarda bu sorunu iyice su yuzeyine cikaracaktir. 7000 yildir bolge insaninca kullanilan Firat ve Dicle sulari, Turkiye-Suriye-Irak Federe Cumhuriyeti arasinda , Urdun nehri ; Suriye,Lubnan,Urdun, Israil, Cisjordania ve Gaza Filistin yonetimleri arasinda, Nil nehri ise Misir,Sudan ve Etiopía arasinda bas agrisi olacaktir.Cunku bu sular sadece susuzlugu degil , aç’ligida, tarim araciligi ile gidermektedir.
Icme sularindaki durum bu sekilde iken, hava kirliliginin yol actigi senelik olumlerin bilancosu ise 3.000.000 kisidir.Senede 3 milyon kisi , kendi kirlettigimiz havayi solumakdan dolayi olmektedir. Isin ucu olum-kalim meselesine gelip dayanmaktadir. Homo Sapien , baslangicda olum kalim savasini dogaya karsi yapmakta iken, bugun savasi kendi turune karsi yapmaktadir. Doganin dengesi insan eli ile bozulmaktadir. Sanayilisme,teknoloji, bilim, bazi homo sapiens turlerine, rahat yasam saglamakla birlikte, bu rahatligin bir bedeli de olmaktadir. Icme sularinin, atmosferin,denizlerin kirliligi, orman alanlarinin talani, kimaysal ve fosil enerji kaynaklarinin yarattigi kuresel isinma, zenginligin ,rahat yasaminin devamliligi adina, somuruye dayanan emperyalist savaslarin getirdigi olum ve yoksulluklar..Butun bunlar insanoglunun kendi eli ile yarattigi , kendi turunun olumune yol acacak yada bunu hizlandiracak sorumsuz davranislaridir. Insanoglu , kimyasinda yedi gunahsal karakteri tasimaktadir. Insanoglunun bu gnahlarina karsi yapmasi gereken savasmaktir. En buyuk savasi cahillige karsi olmalidir.Daha sonra acliga, yoksulluga, hastaliga, kirlilige ,haksizliga,iskenceye,insan eli ile yapilan olumlere karsi topyekun olarak savasmalidir. Bu savasin oncusu BM semsiyesi altinda, BM’nin daha demokratik bir yonetim ve idareye kavusturulmasi ile olmalidir.IMF ve Dunya bankasi, USA basta olmak uzere egemen guclerin ekonomik uzantisi olan kuruluslaridir.Koklu bir reforma ihtiyaclari vardir.Bagimsiz ve seffaf idaresi saglanmalidir.
Insan haklari beyannamesinin 60inci yilinda, insanoglunun en temel haklarindan olan yasamak hakki, beyaz yakali Homus Políticos ve Homus Economicus araciligi ile , dunyanin bir cok yerinde elinden alinmaktadir. Bugun yasanan bir cok insanlik ayibinin listesini yazmak istesem buraya 3-4 sayfa icine sigmaz. Irak, Afganistán,Gaza, Sudan(Darfur), Bosna, Ruanda, Sierra Leona, Zimbauwe, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Abu Garip, Guantánamo vs vs akla ilk gelen Homus Politicus’un ayiplaridir. Afrika’da yasanan etnik farkliliga dayanan katliamlarin arkasindaki itici guc hep zengin dunyanin Homus economicus ve homus politicus’un elele giden cikarlari olmustur. Homus Economicus ve Homus Politicus’un en son kesfi ise açlik ticaretidir. USA basta olmak uzere bir cok uluslarasi tekeller, aç’ligi bir kazanc yolu olarak gormektedir.Bunda USA idaresinin siyasi, askeri destegini almislardir.Oyleki bunun ticaretini yapan , onde gelen bir firmanin yonetecisi, kuvvetli muhalefet yapan bir Royal Academy bilim adamini, Bill Clinton araciligi ile Blair’e sikayet edebilmekte, ve Blair’in telefonu ile bir saat icerisinde kapi disina konabilmektedir. Yesil devrim olarak adlandirilan, yeni emperyalist tontem “Agribusiness”dir. Bu ise yatirim yapan ilkle Rockefeller kardesler olmustur.Gizli bir sekilde dunya uzerinde sinsi planlar uygulanmaktadir.maalesef, Turkiye bu konuda’da fazla uyanik degildir.Basinda bu konu ile ilgili haberler cok az yer almakta. Ira’in isgaline muteakip, USA nin bastirdigi ana konulardan biride tarimda elde edilecek imtiyazlar olmustur. Konu , GMO projesidir(Genetically modified Organism). Transgenic urunlerdir.Yapilan, organizmalarin genetik muhendisligi araciligi ile degistirilmesidir.Dioxin gibi urunlerle hayvancilik sahasinda uygulamalari oldugu gibi, asil uygulamasi tarim urunleri uzerindedir.Misir ,Soya basta olmak uzere bugday gibi urunler uzerinde uygulamlar yaklasik son 20 yildir uygulamadadir.AB’de transgenic urunlerin girisi bazi ulkelerde yasaklanmistir. Turkiye’de tarim bakanliginin yetersiz yorum ve uygulamalri olmakla birlikte, ulke tarimi ve ziraatcileri korunmasiz durumdadir. Belki hatirlayanlar olabilir, basina yansimisti: Bir Israille Turkiye’ye bir torba tohum sokarken yakalanmisti. Konu ,GMO ticareti ile ilgilidir.Cunku bu tur genetik olarak oynanmis tohumlar, dayanakli turler olup, komsu tarlalara salgin gibi yayilabilmekte.Ancak, bu tohumlarin kullanilmasi , bahsettigim USA firmasina patent hakki odenmesini zorunlu kiliyor.Bu firmalar,10000 yili askin mezepotamya’da kullanilan bugdayin, genetik oynamalar sonucu patent hakkini almis durumdadir.Bu konuda cok ayrintili bir yazi gonderebilirim.Ancak, bu konuda tum arkadaslardan duyarli ve dikkatli olmasini diliyorum.Zira,bu urunlerin kanserojen etkilerinin olmasi muhtemel.Bu konuda onemli calismalar yapmis , yan etkileri konusunda sonuclar elde edmis Dr.Arpad Puzstai, Clinton/Blair’in telefonu ile gorevinden alinmistir.Bu konuda basinda gizlilik devam etmekdedir.



Gecenlerde Denizhaber’e bir yorum ekledim.Bu konuda Turkiye’de basinda hic bir haber yada yorum yapilmadi.CIA, buyuk cogunlugu Afganistan’da olmak uzere, Habeas Corpus kriterine aykiri, yasa disi yollardan tutukladigi, iskence ettigi savas esirlerini yine yasa disi yollardan Guantanamo’ya kiraladigi ucaklarla tasimistir.Bu ucuslarin buyuk cogunlugu Turkiye uzerinden yapilmistir.O donemdeki Turkiye yoneticileri (Buyuk bir ihtimalle bilerek) bu insanlik sucuna alet olmuslardir. Turkiye bu ucuslara goz yumarak bazi kazanclar elde etmis olabilir, o yuzden bu konu devlet sirri olarak addedilebilir. Ancak, Turkiye devleti , sayginligini korumak ,ileride suc ortagi olarak anilmamak icin bu tur insanhaklarini cigneyen anlasmalara bulasmamak zorundadir. Bu yuzden, o donemin siyasi sorumlulari , bilerek buna alet olmuslar ise hesap vermeleri gerekmektedir.Konu partiler ustu bir olaydir, kimin yada hangi partinin bu karari aldigi onemli degildir.Konu etik degerler icrerisinde gorulmelidir. Bu konuda gonderdigim yorumu asagiya ekliyorum.
CIA gizli ucuslari Guantanamo, ABD'nin Kuba'daki askeri bir ussunun adidir.Guantanamo'yu askeri bir us olmaktan cok,devletler hukukuna aykiri uygulamalarin cereyan ettigi, askeri bir cezaevi/sorusturma yeri olarak tanidik.ABD,CIA/Pentagon eli ile Cenevre konvensiyonuna aykiri olarak, Afganistan savas suclularini hukuk disi yontemlerle sorgulayip,hukuk disi yontemlerle Guantanamo'ya sevketmis,ve orada iskenceye tabii tutmustur. CIA kiraladigi sivil ucaklarla supheli gordugu 200'e yakin savas esirini,gizli bir sekilde bu usse sevketmistir. Bu sevkiyatin buyuk bir bolumu Turkiye uzerinden yapilmistir(Incirlik).
C-141 RCH709 (5/2002 ) Guantanamo-Turkiye
C-17 RCH319 (10/2002) Turkiye-Guantanamo
C-17 RCH950 (4/2005) Turkiye-Guantanamo
C-17 RCH924 (7/2005) Guantanamo-Turkiye
C-17 RCH923 (8/2005) Turkiye-Guantanamo
KC-10 RCH919 (2/2006) Turkiye-Guantanamo
KC-10 RCH353 (11/2005)Guantanamo-Turkiye
C-141 RCH7502 (1/2002) Turkiye-Guantanamo
C-17 RCH233Y (8/2002) Turkiye-Guantanamo
Liste de en az 11 sefer daha var.Bunun disinda sadece Havasahasini kullanan ucaklarida eklemek gerekli.
Liste, Ispanyol disisleri bakanliginin cok gizli siniflamasi altinda, Ispanyol gizli haberalma teskilati, CNI tarafindan hazirlanmistir. Merak ettigim, bu donemlerde hukumetde gorev alan, basta basbakan ve savunma bakanlarinin bu CIA ucuslarina izin verilirken,konudan haberdar olup olmadiklaridir. Zira, bu CIA ucuslari ile Cenevre konvensiyonlarina aykiri olarak suc islenmisdir.Bunu bilerek bu ucuslara izin verilmesi yada goz yumulmamsi suca ortak olma durumunu ortaya cikarmaktadir. Umarim,yakinda bu konuda, basinda yada yargida, bir gelisme olur. Bu gizli liste ,dun Ispanya basinina sizdirildi. Yargi'nin,basinda cikan evraklara dayanarak, donemin basbakani ile savunma bakanina karsi sorusturma baslatmasi beklenmekte.

PS: Firsattan istifade, Obama konusunda sunu soylemek istiyorum.Hemen hemen tum basinda Obama'nin secilmesi ile dunyadaki sorunlarin buyuk cogunlugu cozulecekmis gibi bir hava estiriliyor.Secim sonucunda bir cok ulkede insanlar, sokaklara dokuldu, televizyonlarda gulen yuzler, iyimser yorumcular. Boyle bir havanin estirilmesi dogruyu yansitmiyor.Bana gore Obama, kotununun iyisidir.Obama ile ilgili olarak dunya sahnesinde iyimser havalar estirilmesi bir dereceye kadar dogru sayilabilir.Temel polituiklerde bir degisiklik yasanmayacaktir.Sadece uslupde bir degisiklik beklenilmelidir.
Obama, Bush'dan farkli olarak USA cikarlarinin elde edilmesinde dunya kamu oyununu yanina almaya calisacakdir.Avrupa ile daha yakin temaslarda bulunacak ve isbirligini gozetecekdir.Tum farklilik modus operandi olacakdir.
Sonucda, Pax America ideali her ikisi icinde gecerlidir.Sadece , Cumhuriyetci sahinlerden, Demokratci sahinlere bir gecis yasanacakdir.
Kaldiki Disisleri H.Clinton'a temsil edilmistir.Pentagon, Robert Gates'in elinde kalmaya devam edecektir.

Bu iyi yorumlari sunanlar, hem Barrack Obama'nin hemde H.Clinton'un on secim demeclerinden bihaberdir.Her ikiside, pro-israil diplomasi izleyecegini, gerekirse Iran'i bombalayacagini ifade ettiler. Tek farklilik Iran'la masaya oturulabilecegi ihtimalidir.Bu ihtimalde her pahasina Iran'in uranyumun zenginlestirilmesi teknolijisinin,nukleer enerji projesinden vazgecmesine tabii tutulmustur.Baska bir secenek yoktur.
Bu arada, Richard Holbrook gibi karanliklar prensi, demokratlara teorisyenlik yapacakdir.
Afganistan konusunda ise, cumhuriyetci cizgiden bir sapma olmayacakdir.Yani daha cok askerin sevkedilmesi.

Obama'nin dunya siyasetini anlamak icin Zbigniew Brzezinski'nin kitaplarini raflardan indirmek ve bir goz atmakda fayda var.

No hay comentarios:

Publicar un comentario